Neymiş bu nesnelerin interneti diyorsanız. Bu yazı tam size göre! Aklınıza gelen her türlü nesnenin internete eriştiğini düşünün veya bambaşka cihazlarla iletişime geçtiğini… Haberleştiklerini… Ya da her nesnenin akıllı olduğunu…

İnternet her geçen gün daha da yaygınlaşıyor, akıllı telefonlar durmadan çoğalıyor. internet ücretleri oldukça ucuzluyor, ürünlerin maliyetleri düşüyor, Wi-Fi özelliğine sahip cihazların sayısı hiç durmaksızın artıyor. İşte tüm bunlar Nesnelerin İnterneti için sağlam bir zemin hazırlıyor.

Internet of Things kavramının tarihine baktığımızda ilk olarak 1999 yılında Kevin Ashton tarafından kullanıldığını görmekteyiz. Sonrasında da usul usul IoT konseptli ürünler gelişiyor, çoğalıyor… Ve öyle büyüyeceği düşünülüyor ki, Gartner’ın yaptığı araştırma da 2020 yılında yaklaşık 26 milyar ürünün bir sebeple internete erişeceği öngörülüyor.

Örneğin; Üzerinizde bir akıllı tişört var. Bu tişört , vücut ısınızı, vücudunuzdaki su oranını, tansiyonunuzu, nabzınızı, kan dolaşımınızı, kalbinizin kanı pompalama hızını algılayan sensörlere sahiptir. Sensörler de toplanan bu veriler bir işlemci (bilgisayar, cep telefonu vb.) tarafından analiz edilip sonrasında da sağlığınızı düzene sokmanıza yardımcı olmaktadır. İşte bu iki cihazın arasındaki iletişim, nesnelerin internetini oluşturan en temel özelliktir.